top of page

 Fazla Aşk Şiddet İçerir; 



İnsan yavrusunun doğumuyla başlayan hayat öyküsünde “fazlanın” olduğu her alan eksikliği de beraberinde getirir. Merhametin, yardımın, desteğin fazlalığı boğucudur; kişinin varoluşunu engelleyebilir. Ebeveynlerin çocukların gelişim süreçlerinde sergiledikleri tutumlar, çocuklarının sınırlarının oluşmasına etki eder. İşte tam da burada çocuğun sınırının ihlali, çocuğun kendi başına hayatta kalma kapasitesini direkt olarak etkiler. 

“The capacity alone: kendi başına olma yetisi…” Aslında burada anlatılmak istenilen şey tam da; bir ötekinin yanında, kişinin kendi olabilmesinin önemidir. Kişinin kendi bireysel kimliğini bir ötekisinin yanında gerçekleştirebildiği zaman gücünün kontrolünü ele alabilir ve ebeveyninden ayrışabilir. 

Acaba çocuklarımıza iyi gelmek adına onlara zarar veriyor, onları yavaşlatıyor olabilir miyiz? 

Sınırların net olmadığı ve hiyerarşinin olmadığı her aile ortamında, çocuklar güç karmaşasının yarattığı bir rol karmaşası yaşayabilirler. Ebeveynin çocuk adına her şeyi yaptığı ve ebeveynlerin çocuklarının eksikliklerinin olduklarını düşündükleri yerlerde, onlara alan tanımak yerine; eksikliği telafi etmeye çabaları, çocuklarını otokontrol gelişinden mahrum bırakır. Çünkü burada dış kontrol, iç kontrolü hükümsüz kılar. Aslında tam da burada ebeveynin otoritesi, çocuğuyla yaşına uygun ayrışması ve onun bireyselleşmesine yatırımı; çocuğunun otokontrolünü besleyecek direkt güçtür. 

O zaman bir de şu gözle bakalım: peki nedir bu sınır? 

Hiç daha önce hiç bilmediğiniz bir yolu bulmaya çalıştınız mı? Navigasyonun olmadan hiç bilmediğiniz bir adrese gitmeye çalıştınız mı ? Sınır koyma ebeveynin çocukla arasındaki güvenli ilişkiye zarar vermeden, çocuğun davranışlarını yönetme becerisini öğrenmesine yardımcı olan bir araçtır. 

Sınırlar ilerlediğimiz yolda kaybolmamamıza yardımcı olan işaret levhalarıdır. 

Neyi, ne kadar ve ne zaman yapabileceğimizi belirten normallerdir. 

Sınır bir fotoğraf çerçevesidir. 

Yüzme bilmeyen çocuktan simit çekilmez. Aksi durumda çocukta deniz korkusu olması kaçınılmazdır fakat yüzme bilen çocuğa zorla simit verildiğinde de kaygının olması kaçınılmazdır. 

Peki Çocuklara Sınır Koymak Neden Önemlidir? Sınır koyma, çocuğa hangi davranışın riskli olduğunu, hangisinin güvenli olduğunu, davranışı gerçekleştirdiğinde karşısına hangi sonucun çıkacağını gösterir. 

Çocuklar doğdukları ilk andan itibaren bir ötekisine bağımlı olarak yaşamaya başlarlar. Bu bağımlılığın zaman içerisinde bağlılığa dönüşmesi gelişimin en önemli noktasıdır. Çünkü ebeveynin otoritesi çocukta otokontrol gelişimini sağlayacaktır. Bu otorite içerisinde çocuklara sınırı göstermek çocuğun gücünü keşfetmesine yardımcı olacaktır. Bu yüzden çocuklara daha güvenli ve çerçeveli bir alan yaratmak oldukça önemlidir. Bu alan içerisinde çocuk, deneyimlerinin sonucu olumlu da olsa olumsuz da olsa sonuçla yüzleşir ve gücünü keşfeder. 

Unutmayalım ki insan yavrusu umudun olduğu yerde değil; normalin olduğu yerde hayatını devam ettirebilir. 



1. Sağlıklı Sınırın Faydaları Nelerdir? 


  • Sınırlar çocukların öz denetim becerileri geliştirmesine yardımcı olur. Çocuklara hayatta seçim yapma şanslarının olduğunu ve yaptıkları seçimler sonucunda sorumluluk almaları gerektiğini öğretir. 

  • Çocuklar, sınırlar sayesinde istedikleri her şeye, her an ulaşmalarının mümkün olmadığını öğrenir. Dürtüselliği azaltır. 

  • Sınırı öğrenen çocukların, gelecekte karşılaşabilecekleri zorluklarla başa çıkabilmelerini sağlayacak otokontrol gücüne erişmiş olacakladır. 

  • Sınırlar, çocukları hem fiziksel hem psikolojik anlamda güvende hissettirir. Çocuğun sınırsızlık içerisinde savrulmasını engeller. 

  • Çocuk kuralları, kurallara uymanın önemini öğrendiği için toplumsal normlara uyum sağlar ve sosyal hayata adapte olur. 


2. Ebeveynler, Çocuklarına Sınır Koymada Neden Zorlanır? 


  • Sınır koymanın önemini bilinse de, ne oluyor da sınır koymakta zorlanılır? 

  • Bunun birçok nedeni olabilir… 

  • Anne babaların kendi çocukluklarını telafi etme arzuları; yetiştirilme tarzları; ebeveynlik tutumları sınır koyma tarzlarını belirler. 

  • Otoriteye bakış açıları ve erken çocukluk yıllarında oluşturdukları inançları sınır koymalarını engelleyebilir. 

  • Çalışan ebeveynin çocuğuna az zaman ayırmaları ve yaşadıkları huzursuzluğu telafi etme arzusu sınır koymayı zorlaştırabilir. 

  • Ayrıca çocuklarına “yeterince” zaman ayırmıyor olmanın yarattığı suçluluk duygusu tutarsız davranışlara yol açabilir. 

  • Çocukların sosyal ortamlardaki olumsuz davranış ile baş edebilmek ve kontrol altına alabilmek için ve suçlulukla utançla baş etmek için taviz vermeleri, sınırsızlığı besler. 

  • Çocuk yetiştirme konusunda hissettiğimiz yetersizlik duygusu sınır koymamızı engeller. 


3. Ebeveynin Sınır Koyma Korkusu? 


  • Çocuklar için sınır yokluğu oldukça stres vericidir ve bilindiği üzere stresli çocuklar daha tepkisel ve dürtüseldir. 

  • Eğer çocuğunuza sınır koymaz ve onaylamadığınız bir davranışı gerçekleştirmesine izin verirseniz, çocuğunuzu o davranışının yanlış olduğunu öğrenme şansından mahrum bırakmış olursunuz. 

  • Çocuklara sınır koymanın onları sevip sevmediğinizin bir göstergesi değildir. Size bunu düşündüren duygunun kaynağı nedir, sizce? 


4. Çocuğa Nasıl Sınır Koymalıyız? 


  • Yansıtın: Çocuğun hislerini, duygularını, arzularını gördüğünüzü ve onu anladığınızı bildirin. (Örn: bana kızdın)

  • Sınırları ifade edin.

  • Alternatif sunun, uygun alternatifler hedefleyin.

  • Son seçimleri ifade edin. 

    (Bir sınır belirlediğinizde çocuk bu sınıra uyum sağlayamıyorsa çocuğa seçenek sunun) 

Comments


bottom of page